Biting Elbows - 'Bad Motherfucker'

  • 0
Epeydir böyle video izlememiştim. Deli bir aksiyon, güzel çekimler, azıcık da bilim kurgu... Bu arada, hatunlara bakmayın, videonun alakası yok onlarla :)

Sandık dolusu altın

Bak ne diyeceğim, filmlerde hep hazineler sandığın içinde oluyor ya hani, o sandıklara dikkat ettiniz mi hiç? Kapakları böyle bombelidir yukarı doğru, yarım fıçı gibi. Açıltığında sandık tepeleme altın para, kadeh, taşlarla dolu taç filan vardır içinde. Ama her zaman o bir yığın halindedir ve ortadan yükselir. Açılınca kenarlardan dökülmez! Hatta, onu sırtlanır götürürler, denizde  fıtınalarla boğuşur filan, yine de sandık ne zaman açılsa hep aynı formdadır. Eh be arkadaşım, hiç mi yerçekimi kanunu işlemez zengine?

Açıldığında yerlere saçılan paraların olduğu sandık yapmalarını bekliyorum. Ayrıca o bombe niye arkadaş, düz yapın şu sandıkları :)

Hadi iyi geceler, bol paralı rüyalar. (it's quarter o'cloak!)

Energy Drink misali müzik

  • 0
Masa tenisi oynuyorum eski bir arkadaşımla (beni tanıyanlar burda elemanın ismini söylediler zaten) ve bir anda Gym'de yeni bir şarkı başlıyor. Önce baslar tatsızmışcasına vuruyor, ardından geri plandan keyifli titreşimler hissediliyor. Ne zaman ki geriden gelen müzik öndeki tempoya yetişiyor, işte o zaman parça patlıyorr! Elektronik müziğin vazgeçilmezlerinden olan ses bu parça benden sorulur diyor.

Ben başlıyorum raketi havada sallamaya, bir yandan da ritme uygun zıplayıp tepinmeye. Noooluyor? Tutamıyorum kendimi. Pinpon mu çok eğlenceli, yoksa müzik mi bu kadar etkileyici. Tanrım, bu şarkı neydi acaba? Soundhound denemelerim başarısızlıkla sonuçlansa da müziğin radyo değil de cd'den çaldığını öğrenince rahatlıyorum. Kaybetmeyeceğim onu.

Aslında daha önce dinlediğim bir müzik, biliyorum... Ancak gözümün önüne koşan robotik tazılar gelmiyor bir türlü. Çölde dikilen alımlı hatunlar veya rekabet de canlanmıyor bir türlü. Mafyaya büyük bir ayıp yapıyorum hatırlayamayarak, Sweedish House Mafia'ya... Buyrun, siz de dinleyin, yorumlarınızı bekliyorum...



Not: Bu dahil olmak üzere bu tür müzikleri benim hatun kişi hiç mi hiç beğenmiyor. Ama yılmak yok, gençliğimin dibine kadar bu ve bunun gibi şarkıları 'tepinerek' üst üste defalarca (ama onlarca defa) dinlemeye devam edeceğim...

Taş attın da kolun mu yoruldu?

Bak şimdi, bu blog'da işe yarar bir şeyler okuyorsun. Senin yaşamana gerek olmadan yaşanmışlıklardan ders çıkartabiliyorsun. Hemen sağ üstteki arama ile dur bakalım "bilmem ne" hakkında hiç tecrübem olmuş mu diyorsun... Çünkü ne dedik, benim birikimim, senin birikimin... Al tepe tepe kullan. E ama arkadaş, bak sana özel reklamlar var solda sağda. Hazır girmişsin, okumuşsun, ya bi gülümsemiş, ya bi düşünmüşsün. Ha bilemedin boşuna zaman harcadım diye kıl olmuşsun. Ama bi hissiyat olmuş. Tıklayıver bi reklama o tab'daki çarpıya tıklayacağına. 3 kuruş (bilemedin 5) parayı bana çok mu görüyorsun. Aşk olsun yani.

Kapat, kapat, okuma! :)

Basmasan da canımsın, gel takıl, aşağıya yorum yaz, laf at, paylaşmam için bilgi ver, merak ettiklerini sor. Deli miyim ben, kendim kendimemi konuşuyorum burda? Çıkarın beni burdan, deli değilim ben! (bkz: Selçuk Erdem)

Windows 8 ve Touchpad

Eğer Windows 8 kullanıyorsanız ve bilgisayarınız windows 8 ile geldiyse muhtemelen touchpad'iniz bu anlatacaklarıma hazırdır. Synaptics Pointing Device'a sahip (saatin orda kırmızı veya touchpad sembolu olur) bilgisayarlarda çok kolay kısa yollar mevcut:

Örneğin, Posta uygulaması açıkken Desktop'ta çalışıyorsanız, touchpad'in sol dış tarafından elinizi sağa doğru sürükleyince alt+tab fonksiyonu gibi arkadaki açık uygulama önünüze gelecektir. Aynı şekilde, bu sefer sağ kenardan sola doğru gelirseniz menü açılacaktır. Elinizi kaldırmadan yukarı aşağı yaparsanız 5 seçenekten istediğinize ulaştığınızda kaldırarak seçim yapabilirsiniz. Ha, seçim yapmak istemiyorsanız tekrar sağa doğru elinizi sürükleyin, menü kalkacaktır.

Metro UI'daki Internet Explorer 10 gibi destekleyen uygulamalarda yukarıdan aşağıya olan sürüklemeler de farklı fonksiyonlar içeriyor.

Windows 8 eğer dokunmatik ekran bir bilgisayarınız varsa, çok keyif veriyor. Ancak dokunmatiğe paranın yetmediği durumlarda bu benzer kullanıma sahip touchpad'ler yeterince kolaylık sağlıyor.

İyi dokunmalar!

Sony Xperia ile ekran görüntüsü (screen capture)

  • 0
Sony Xperia Mini Pro'da ekran görüntüsü almak için ses kısma düğmesi ve güç düğmesine aynı anda basın ve basılı tutmaya devam edin. Yaklaşık 2 saniye sonra hayvan gibi yüksek bir sesle ekran görüntüsünü aldığını göreceksiniz.

İSBİKE nasıl kullanılır?

İSBİKE nedir?

İSBİKE yani isbayk, sahil yolunda garip platformlara bağlı pembe bisikletlerin kiralanması üzerine kurulmuş sistemin adı. ispark'ın bisiklet olanı için desem tam değil, burada kendi bisikletini park etmek yerine, onların bisikletini kiralıyorsun :)

Belediyenin yeni bisiklet kiralama hizmeti 2012 sonlarına doğru hizmete başladı.  Kiosk'tan kredi kartınızla önce 50 TL kapora veriyorsunuz, ardından bir bisiklet kiralamak istediğinizi belirtiyorsunuz. Makine size bir kağıt fiş veriyor, üzerinde "şifre" yazıyor.

İsbike nasıl kullanılır?


Bisikleti nasıl alırım? sorusuna şöyle yanıt veriyor bu fiş:

    1. Bisiklet olan bir parka gidiniz.
    2. Bisikleti kontrol ediniz ve arka lastiğin yere temas ettiğinden emin olunuz.
    3. Park ekranından Enter tuşuna basınız.
    4. Şifrenizi girip Enter tuşuna basınız.
    5. Üyeliğinizin kontrol edilmesini bekleyiniz.
    6. Bisikleti alınız.

Tabii yazdığı gibi olmuyor, sistem henüz oturmamış. Önce şartlara uygun bir bisiklete yanaştım ancak şifremi girmeme rağmen ööyle bekledi. Sonra ikincide şansımı denedim, bu sefer bir hata verdi. Üçüncü ise bisikleti bana bıraktı. Bisikletler 'kız' bisikleti olsa da gayet rahat ve keyifli. Hele ki bisikleti istediğiniz bir başka park yerinde bırakabilmeniz ayrı güzel...




İsbike nasıl teslim edilir?

Bisikleti nasıl teslim ederim? sorusuna ise şöyle yanıt vermiş:

  1. Boş bir parka gidiniz.
  2. Hizmet dışı olmadığını kontrol ediniz.
  3. Bisikleti parka yerleştiriniz.
  4. Park ekranında bakiyeniz görünecektir.
  5. Bisikleti başarı ile teslim ettiniz.

Bu da böyle olmuyor işte, gittim yerleştirdim, pak yeri hemen yapıştı bisiklete ama ekranda hata var. Haydeee, şimdi kirada gibi mi görünüyor bisiklet, yoksa iade ettim mi. Belediyeyi aradım, bi numara verdiler, mühendisin tekini cepten aramışım meğer, sağolsun yardımcı oldu, tamam bırakmışsınız dedi. 15 dakika içinde bırakırsan ücretsizmiş. Saati ise 1 lira. Bu arada rakamları yanlış hatırlıyor olabilirim, ayrıca 2013'de fiyatlar da değişebilir...

İSBİKE Teknolojisi

Kiosk'un dört bir yanına kamera bağlamışlar. Kimin bisikletlere yanaştığı, kimin aldığı filan hep kayıt altında. Park yerlerini de sistemle entegre etmişler, canlı olarak kredini kontrol ediyor, bisiklet hakkının olup olmadığını söylüyor. Aldığı 50 liralık kapora kısa bir süre sonra iade ediliyor.

Sistem aksamadan çalışırsa, başarılı bir uygulama olacağını düşünüyorum. Sahil yolunda bisiklete binen bir sürü pembe bisikletli insan göreceğimizden eminim. Hatta

Adınıza açılmış hat olabilir

Bir şekilde kimlik bilgileriniz kötü kişilerin eline geçmiş olabilir ve adınıza hat açtırmış olabilirler. Olur mu olur... Kontrol etmek için https://hat-sorgulama.btk.gov.tr/ adresine giderek TC kimlik numaranızı ve elinizin altındaki bir telefon numaranızı girmelisiniz. Cep telefonunuza gelen onya mesajını da sisteme girince karşınıza adınıza kayıtlı olan tüm hatlar geliyor. Tanımadığınız numara varsa hemen gidip kapattırın :)

Geçmiş olsun.

Sahilyolundaki Trafik Işıkları


Farkettiniz mi bilmiyorum ama Bostancı'dan Pendik'e gitmekle Pendik'ten Bostancı'ya gitmek arasında fark var. Çünkü Pendik'ten Bostancı'ya giderken daha fazla ışıkta bekliyorsunuz. Sebebiyse basit; sol tarafta deniz olduğu için bu istikamette sola dönüş ihtiyacı yok. Ancak deniz sağdayken (Bostancı'dan Pendik'e doğru gidiyorken) Kartal, Maltepe vb. girişlerde karşı şeridi kesmeniz ve denizden uzaklaşmanız gerek. Bu yüzden karşı şerit ışık başına en az 20 saniye daha fazla bekliyor.

Bu gerçeklik sadece bahsettiğim güzergahta değil elbette, her deniz kenarında giden yolda üst/alt geçit olmadığı sürece yaşanacak bir şey bu...

AVEA ile kavgam

  • 0
Mikro SIM kartların ilk çıktığı zamanlardı. Avea'dan mikro sim almıştım. Bir baktım ki içinde janjanlı kağıttan bir not, bana 1 GB internet hediye ediyorlar. Aşağıda metni görebilirsiniz:

<<<<<<
Değerli Müşterimiz;

Avea'nın sizlere sunmuş olduğu Avea mikro SIM Kart ile mikro SIM uyumlu cihazlarınızı kullanabilecek; mobil internet keyfini yaşayabileceksiniz.

Resimde görebileceğiniz, Mikro SIM kartlar, halen kullanımdnaki diğer SIM kartlaar oldukça benzemekle birlikte, çipin yerleştirilidği kısım mevcut kartlarda 15*25 mm iken, ilgili cihazlara uygunluğu için mikro SIM kartlarda boyutlar 12*15 mm'dir.

Sizin için özel olarak hazırlanmış Mikro SIM kartınız ile ilk 1 ay ücretsiz Avea mobil internet hediye edilmektedir. Aylık 1 GB hediye internet kullanımını, Avea Müşteri Hizmetleri'ni (444 1 500) arayarak hemen başlatabilirsiniz. Kullanımı başlatmak için Avea Müşteri Hizmetleri'ne yukarıdaki görselde kırmızı ile işaretli alanda yer alan numarası (ICCID numarası) iletmeniz gerekmektedir. Hediye internet kullanımınız, Avea Müşteri Hizmetleri'ni arayarak kullanıma başlamanızdan itibaren 30 gün boyunca geçerli ve 1 GB ile sınırlıdır. Hediye paket tanımlandıktan sonra 30 gün içinde 1 GB kotasını aşmanız halinde, 0,05 TL/MB ile ücretlendirilirsiniz. 30 gün sonunda kalan kullanım hakkınız silinecektir; dilerseniz 1 GB Internet Paketi'ne ücretli olarak ayda 29 TL'ye Avea Müşteri Hizmetleri'ni arayarak, abone olabilirsiniz.

Avea Mikro SIM Kart'ınızı yerinden çıkarıp telefonunuza yerleştirdikten sonra plastik koruyucu kısmını saklamanızı öneririz. Kartınızın pin/puk kodları ve seri numaralarına kartınız ve aboneliğiniz ile ilgili herhangi bir işlem için ihtiyaç duyabilirsiniz.

İyi günlerde kullanmanızı dileriz.

Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.
>>>>>>>>>>>>>

Ancak gel gör ki internetim açılmadı, uzun telefon trafiği ardından bilen bir arkadaş kampanyanın eski olduğunu söyledi. Ben durur muyum hiç, yapıştırdım faksı:

<<<<<<<<<
Değerli Avea,

Ekte gönderdiğim "Avea Mikro SIM Kartlar Hizmetnizde" yazınızda göründüğü üzere, Avea'ya geçtiğim ve Micro SIM kartı tercihe ettiğim için bana ücretsiz Avea mobil internet hediye etmektesiniz. Ben altında imzası bulunan Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.'ne güvenerek ilk günlerimdme internet paketi almadım. Yazdığınız direktiflere uyarak Avea Müşteri Hizmetleri'ni aradım ve kağıtta yazdıklarınız aktardım. Birkaç çalışanınız arasında aktarıldıktan sonra talebim için geriye dönüleceğini bildirdiler. Birkaç gün sonra SMS ile bilgilendirildim ve tekrar 4441500'ü aradım. Yine, gereksiz aktarılmalarım ve vakit kaybımın ardından 9 TL karşılığında internet paketi alabileceğimi öğrendim. Bugün yine Avea Müşteri Hizmetleri'ni arayarak yeni bir talep ilettim ve çalışanlarınızdan Erdal Bey bu kampanyanın eski olduğunu söyledi. Talebim üzerine, size ulaştığım bu fax numarasını bana iletti.

Ekte görülen "Avea Mikro SIM Kartlar Hizmetinizde" belgenizde kesinlikle son bir kullanma tarihi veya deatylı bilgi için internet / Müşteri hizmetleri / bayii vs. gib bir bilgilendirme yoktur ve Avea İletişim Hizmetleri A.Ş. bana bu hediye 1 GB interneti vereceğini taahhüt etmektedir.

Yalnızca 9 TL değerinde bu hediyenizi beklerken hem iletişim özgürlüğüm kısıtlandı, hem de şuan hakkım olan 1 GB internet paketini kullanamıyorum. Sizleri arayıp, dakikalarca hatta bekledim ve derdimi "kampanyadan bilgisi olmayan" çalışanlarınıza açıklamaya çalışarak yeterince emek ve zaman harcadım.

Belgede söylediğiniz gibi "İyi günlerde kullanmanızı dileriz." cümlenize zıt olarak, günlerimi kötü geçirmeme kampanyanızın arkasında drmamanız sebep oldu.

Avea İletişim Hizmetleri A.Ş. olarak imza attığınız bu belgede taahhüt ettiğiniz 1GB'lık internet kullanımını gerçekleştireceğinize inancım sonsuz. Lütfen beni fax çekme zahmetinden daha fazlasına katlanmama mecbur etmeyin.

İyi çalışmalar,

5422****** numaralı aboneniz.

İletişim için: @gmail.com'a eposta atabilir veya 542 2** ** ** arayabilirsiniz. (SMS atıp da sizi aramamı istemeyin lütfen)

>>>>>>>>>>>>>>

Sonuç olarak geçen bir zaman zarfından sonra 1 GB internetimi verdiler. Bu da inatlaştığım ve kazandığım bir tartışma oldu. Kağıtları bulunca paylaşayım dedim. 12/10/2011'de 2124786878 numaralı faksa göndermişim. Paylaşayım istedim. Burada cırlamayınca hakkınızı bulamıyorsunuz. Haksızken bile cırlarsanız haklı oluyorsunuz. Cırlayın efendim, ben yapamıyorum, siz benim yerime de cırlayın.

Linkedin'den bağlantı kaldırma


Siteyi posterous'tan blogger'a taşıyınca URL yapısı da kayboldu, SEO gücü de... En çok kullanılan Linkedin Kişi Silme yazımı tekrar koymak istedim:

Linkedin hesabınızda Contacts'ın altında Connections'a tıklayın. Gelen sayfanın sağ üstündeki Remove Connections'a tıklayarak istediğiniz kontakları seçin ve kaldırın...
Görsellerle destekleyelim:

ScreenclipScreenclip_1

Bu arada, LinkedIn premium ve diğer ücretli servisleri ile parayı kıracak gibi görünüyor bu IT işinden (kırıyor zaten ya, neyse).

iPhone OUT, sPhone IN

Bilmem farkettiniz mi, son dönemlerde iPhone 4'ten sonra iPhone 5'i piyasaya sürdü ve ekran boyutundaki standardı bozmuş oldu. Bu değişiklik, yazılım üreten kitle başta olmak üzere bir çok kişide tepkiye yol açtı. Birincisi, bunca uygulamanın yeni boyutlara göre yenilenmesi, yani çeşitlenmesiydi. İkincisi, alışılmış olan iPhone bağlantısı, geride bütün aksesuarları bırakarak yeni lighting socket'i getirdi. Yazılım ve donanımdan birer örnek yeterli, şimdi Samsung'a geçelim...

Samsung ise zaten geniş portföyüne S3 diye bir cihaz ekledi. Üstün donanım özelliklerinin yanında ekrana baktıkça açık durması, mesaj okurken telefonu kulağa götürerek otomatik araması gibi yazılımsal özellikler pek beğenildi. Hemen ardından S4 diye yine donanımın köklendiği ve tasarıma sadık kalınan bir cihaz çıkarttı. Fark yok gibiydi ama sFeatures ile zenginleştirilmiş bir cihazdı bu. S Voice, S Translator, S Travel, S Health derken bir de bakmışsın ki iPhone, iPod, iTunes furyası artık S'e geçmiş. Samsung yazılımlarına S demeyi sürdürecek gibi görünüyor. Bence kesinlikle i'a rakip olarak s gelmiş. Göreceğiz... Ama yazılımları gerçekten düşünceli ve başarılı. iOS'un son zamanlarda gösteremediği yenilikleri Samsung üstlendi ve Android üzerindeki Samsung'a özel giydirmesiyle pek başarılı yönetiyor.

Hey gidi hey, eski reklamını hatırlayan olur belki; Nedeng'den nerelere geldi Samsung...

Art niyetli veya sanatçı iller

  • 0
İçinde ART geçen illerimiz;

Artvin,
Bartın,
Isparta.

İlginç di mi, ben art'vin ararken nelere rastladım. Ayrıca, Bartın>artbin ile neredeyse Artvin oluyor :)

Öyle işte...

Google'dan yeni hizmet: Keep

  • 0
Android telefonlarda ve bu adreste (https://drive.google.com/keep/) bulabileceğiniz not tutma uygulaması cep telefonlarındaki sesten metne özelliği ile işinizi iyice kolaylaştırıyor. Ayrıca notları her zaman yanınızda taşıyabilmek adına multi-platform bir hizmet çıkartmışlar.

Buyrun, kullanın, beğenirsiniz umarım.

İnternette Dolandırıcılardan Sıyırmak

  • 0
Dolandırıcılar, çok farklı yollarla size ulaşacaktır. İnternet dünyasında size erişmeleri çok daha kolay. Son zamanlarda (bundan 10 yıl önce de başıma gelmişti) iyice artan bir phishing durumu var. Oltalama olarak Türkçeleştirilen bu kavram, sizi kendi ellerinizle şifrenizi teslim etme durumuna düşürüyor. Nasıl mı?

Örneğin daha önce ele geçirilmiş bir arkadaştan size bir e-posta geliyor; Abi şu facebook yorumuna bakar mısın yaa? bit.ly/bıdıbıdı gibi kısaltılmış bir bağlantı da bulunuyor bu e-postada. Siz de tıkladığınız zaman "sözde" bir facebook sayfası geliyor. Görüntüde aynı ama sahibi farklı... "Şifrenizi tekrar girmelisiniz", "Giriş yapınız" gibi sizden şifrenizi istiyor.

Buraya şifre girdiğiniz an kendi ellerinizle giriş bilgilerini kötü niyetli arsızlara göndermiş oluyorsunuz. Benden size basit bir tavsiye; basitçe şunu yapın: kullanıcı adınızı ve şifrenizi yanlış girin! Her zaman ilk seferde hatalı girin. Çünkü kurgu gereği, oltalama sayfalarında kontrol etmek yerine sizi "teknik arıza" veya gerçek facebook sayfası gibi bir sayfaya yönlendirme eğilimindeler. Biraz gelişmiş sistemler bunu yemeyecektir ama piyasadaki çoğu oltalama sitesinden bu sayede yırtacaksınız...

Ücretsiz WordPress Kurmak

  • 0

Biraz vaktim, biraz da yatkınlığım var diyorsanız, hadi size de ücretsiz olarak bir WordPress kuralım...

1.       Önce ücretsiz bir hosting bulmamız lazım ki dosyalarımızı yükleyebilelim.

a.       ByetHost benim favori ücretsiz hostingim.

Bu düğmeyi bulup hemen basın:

Image001

b.      Sırasıyla,

                                                               i.      kullanıcı adı,

                                                             ii.      şifre (en fazla 8 hane)

                                                            iii.      e-posta adresi,

                                                           iv.      OHA, “script to install” diye özellik gelmiş ya lan... Bundan sonraki maddeleri unutun beyler, bayanlar... Yüklenecek script alanından WordPress Blog’u seçin.

                                                             v.      Site kategorisi,

                                                           vi.      site dili (ingilizce seçin siz)

                                                          vii.      güvenlik kodu alanlarını doldurun...

c.       Gelen e-postadaki bağlantıya tıklayın ve üyeliğinizi etkinleştirin, aşağıdaki gibi bir düğme çıkıyor karşımıza:

Image002

d.      Sonra bu ekran geliyor, sayacı takip edin, bir şeye basmayın:

Image003

e.      Gelen sayfayı bir yerlere not almayı unutmayın. Bu bilgiler pek mühim. En alt satırda blog’unuzun adresi ve yönetim paneli adresi yer almakta. Şifreniz ise üye olurken kullandığınız şifre...

2.       Ardından WordPress kurulum dosyalarını indirelim. (ByetHost bu işi bizim için yapmış, gerek kalmadı bu adıma)

3.       Şimdi gerekli dosyaları atmak için FTP kuralım. Yok, kurmayalım, online FTP kullanalım, uğraştırmayayım şimdi sizi. (Bu adım da lüzumsuz, geçiniz)

4.       Sıra geldi, yüklemeye başlamaya... (yahu blog kuruldu diyorum size, ne yüklemesi, hadi gidin bakın)

5.       Evet, aşağıdaki gibi bir blog kullanmaya hazır olarak karşımızda... Teknoloji ilerlemiş valla, “rehber” yazalım dedik, ihtiyaç kalmamış, pes doğrusu.

Image004

Bildiklerinizi saklamayın, paylaşın, paylaşın ki işe yarasın... İyi yazmalar!