Teknoloji 10 senede bizi ne hale getirdi

  • 0

Başlığa baktığımızda sanki kapsamlı bir analiz yapacakmışım gibi duruyor olabilir ama iPod touch'da Angry Birds uygulaması görünce aklıma geldi, yazayım dedim. Eskiden bizim sapanımız olurdu. Çatal şeklinde bir ağaç parçası bulduk mu, sağlam mı diye kontrol eder, bundan sapan olur derdik. Elimize ne geçerse lastik diye onu takardık Y harfinin iki ucuna. Taş desen bol zaten sokakta, atıp atıp dur...

Şimdiyse Angry Birds neden tuttu diyorlar. Yahu neden tutmasın ki? Oyunu oynayanlar ya eskiden sapan kullanmış olanlar (atış yapmak eski güzel zamanları çağrıştırıyor) ya da eline sapan alamamış zavallı yeni nesil. Görüyorum da bebek arabasında taşınan kimi yavrularımızın elinde çıngırak filan değil iPad var. Ekrana bakıyor, mıncıklıyor... Kazık kadar halen arabada taşınmasına mı kızayıım, elindeki iPad'e manasızca dokunmasına mı üzüleyiim, ailesinin eğitimli, gelirli ancak bu kadar ebeveyn olduğuna mı değineyim?

Teknoloji hayatımıza çok hızlı girdi, çocuğun eline taşınır TV gibi bir şey vereceksin, dokuncak oynayacak deseydin çok değil, 10-15 yıl önce, garipserdik eminim. 

Angry Birds'e geri dönünce, başarılarının devamını diliyorum. Umarım benim çocuğum ağacın tepesine çıkar, kuşun yuvasını görür, sapanın hasını yapar, plastiğini alınca mutlu olur, taşı fırlatır ama şiddetin zararını bilir... Gerçi sonra her türlü oyunda birbirini öldürecek o çocuklar, adam kesecekler bilgisayar ekranlarında milyonların "log in" olup oynadığı oyunlarda, ordusunu kuracak, savaşa girecek allies'ları ile, enemy'e karşı...

Linkedin'den tebrik mesajı

Valla güzel taktik.  Bir e-posta geldi Linkedin’den (profesyonel sosyal ağ):

“Tebrik ederiz, 2012 yılında en çok görüntülenen %10 profilden bir tanesine sahipsin” diye.  Kendini bir şey sanıyorsun ama baktığın zaman 20 milyon kişiden birisisin sadece. Bu şekilde bir düzenleme ile hem 200 milyon kullanıcıya ulaştıklarını belirtiyor, hem de seni gazlıyorlar ki sosyal medyada başarını paylaş... Çok hoşuma gitti, ahanda aşağıda... Ama utancımdan sansürledim fotoyu :P

Image002

Kiminin parası, kiminin duası

  • 0
iPhone 4 satıyorum, ne saflıktır ki telefon numaramı vermişim. İşte kullandığım numara olduğu için sürekli açık ve her zaman ulaşılabiliyorum. Bir çok çakal var, 1000 liralık telefona 750 veririm diyor. Oldu canım diyorum...

Çakalların arasından en beğendiğim hikaye şu oldu:
Selamın aleyküm diye açtı telefonu, aleyküm selam diye aldım selamını... Hemen girmedi konuya, biraz dolandırdı ama sonunda geldi, telefonuma talipmiş. Ancak arkadaşın pek maddi durumu yokmuş. Buraya kadar gayet normal. Ama iPhone (hem de yeni nesil o zamanlar) kullanmak için kendini uygun görüyor. Ne data hattına, ne wifi bağlantıya para verebilecek mi, meçhul... Ücretsiz uygulamalarla takılacak herhalde. Neyse, maddi durumu kötü ama bu kadar da kötü olduğunu anlamamıştım. 600 vereyim dedi, kiminin parası, kiminin duası diye ekledi. Tabii toy satıcı olarak epey dumur oldum. Adamın nefesi kuvvetli, 400 liralık dua üfürecek. Kendisi için harcamadığı nefesi, bana yarayacak da zengin olacağım herhal.

Yok olmaz molmaz adamı nasıl savurdum bilemedim. Allahın selamı ile başlayım, şarkın kurnazlığı ile telefon konuşmasını bitirmiş olduk. Taa bugün aklıma verilecek bir cevap geldi:

- Abi, bu fiyatın içinde dua dahil. Yok ben dua etmeyeceğim diyenlere 1400 lira zaten cihaz, ben dua edeceklere 1000’den veriyorum sadece.

Bir de, öğrenci adamız 800e bırak diyenler, zengin adamsın, sen almışsın kullanmışsın, 750ye ver de biraz biz kullanalım, bakalım diyenler... Ohoo... Türkiye’de ticaret güzel iş arkadaş. Bir dahaki satışımı “okunmuş iPhone” diye satacağım 1500’e!

Asfalyamı attırmayın!

  • 0

Sabah kahvaltımı lop ve rafadan arasında kalmış kayısı yumurtamla beraber 2 boyoz yuvarlayarak tamamlamıştım. Sıcacık gevrek de boyoza arkadaşlık etmişti. Havaların güzelleşmesi ile darı da ortaya çıkmış, sarı taneleriyle masayı renklendirmişti. 

Güzel bir pazar kahvaltısı sonrası ev temizliğine başlamak için banyoya gittim ki, o da ne, termosifon çalışmıyor, üstelik klorak da bitmiş. Çarşıya gidip de evin eksiklerini alayım derken bir anda asfalyalar attı, cereyan kesildi. Temizlik vaktini biraz öteleyip Kordon'a gitmek istedim, denize karşı çiğdem keyfi yapacaktım...

 

Not: Bu uydurma hikayeyi her cümlesinde herkesin bilmediği, genellikle İzmir ve çevresine özgü kelimeleri kullanmaya çalıştım. Şu an aklınıza gelen başka kelime olduysa söyleyin, ekleyeyim hikayemize :)) lop, rafadan, kayısı gibi kelimeler de herkese bir şey ifade etmiyor olabilir...

Burda 'asfalya' en sevdiğim... Ama nerden geliyor bilmiyorum...

Video sitesi oltalaması (phishing)

  • 0

Vay be, facebook'ta arkadaş paylaşmış, ilgi çekici bir video... Tıkladım, bir site açıldı: videoizleco.com diye (aman girmeyin)... Videoyu göstermek yerine, oynatıcımın yüklü olmadığını söyledi. Yüklemek için bir düğme sundu...

Flashplayerindir
Fotoğrafta gördüğünüz gibi sanki Flash Player'ım eksikmiş gibi bir bilgi veriyor ve yüklemem için tıkladığım zaman flash_player.exe dosyası inmeye başlıyor. Ben gafil avlandım, indir düğmesine hangi adrese bağlandığına bakmadan bastım. Flash'ın sitesine gidecek diye beklerken (tecrübem var) bir anda exe indirmeye başlayınca hemen indirmeyi durdurdum. 

Gittim, gerçekten eksikse yükleyeyim diye güvenilir siteye... http://get.adobe.com/tr/flashplayer/ adresinde açıkça diyor: Chrome'da zaten hazır geliyor Flash Player, yüklemene gerek yok... (Normalde Opera kullanıyorum da tablette Chrome'a denk gelmişim)

Dolayısıyla geriye kalan ihtimal, dosyada trojan tadında bir virüs olması. Siz siz olun, Avast'ınız (veya benzeri bir güvenlik/antivirüs programınız) yüklü olsun. Ne kadar internetin sürekli içinde bile yaşasanız, kafa dalgınlığı ile oltaya gelebiliyorsunuz. Bu sefer ucuz atlattım, bir dahakinde yakalanabilirim :)

 

 

 

Hoşçakal Posterous

  • 0

Twitter tarafından alındıktan sonra Posterous’un biteceğini biliyordum. Bugün Posterous’un tepesinde duran Twitter bizi satın aldı görseline bir baktım ki, “Tasfiye Nedeniyle Zararına Satışlar” dercesine bir yazı var:

30 Nisan’da kapatıyoruz...

http://blog.posterous.com/thanks-from-posterous adresinde detayları okuyabilirsiniz ama ben okuyamadım... Hatta kapatıyoruz yazısını gördüğüm zaman ilk tepkim, sol elimi ayası bana bakacak şekilde kendime çevirmek ve sağ elimin tersiyle ona vurmak oldu. Tüh diye (aslında nıck gibi bir ses çıktı) üzüldükten sonra bu haberi sizlerle paylaşmak aklıma geldi.

Posterous neydi peki?

Bu okumakta olduğunuz günce (blog) ve daha bir çok günceyi barındıran, post@posterous.com ‘a kayıtlı eposta adreskinizden bir e-posta gönderek blog yazabildiğiniz, videoları, fotoğrafları otomatik yerleştiren, blogcunun dostu, kullanışlı bir sistemdi.

Senin.12m.in (senin birikimin) yayın hayatına Blogger’dan devam ediyor olacak, ancak tasarım değişmek durumunda kalacak sanıyorum. Beceremezsem yorumlarınız da kaybolabilir ki en çok ona üzülürüm.

Şirket satın almalarının en sevmediğim hali bu işte... Olan bize oluyor :P

Cebe giren TV reklamcılığı

[wpvideo jE0ZV89g]

Bir yaşıma daha girdim. Kale'den önce açılamayan bir mesaj geldi. Ücretsiz keşif diyor sadece. Aman iyi dedim, geçtim. Ardından bir mesaj daha geldi, ne olsa beğenirsiniz? MMS. Videoyu ekledim bu yazıma ama umarım izleyebilirsiniz.

Artık SMS bitti, TV reklamını sokar oldular gözümüze. Ne diyeyim, pes doğrusu. Teknolojinin bu kadar ucuzlamasının dezavantajları bunlar hep... (işte bunlar hep seks...)

Cep telefonundan yasaklı sitelere girmek

1.       Android veya iPhone telefonunuzda Store/Market’e gidin.

2.       Hotspot Shield VPN uygulamasını aratın ve indirin.

3.       Açıldığı zaman reklamsız kullanmak için ikinci seçeneği seçin.

4.       Kod olarak FREE yazın.

5.       1 ay süresince istediğiniz gibi takılın ;)

Ben iPhone'u ne zaman bıraktım biliyor musun?

Geçenlerde bir gün, cafe’ye terfi etmekle kıraathane olarak kalmak arasında git gel yaşayan bir mekandaydık. O zamanlar, köşeli tasarımı ile iPhone 4'ü beğenerek kullanıyorum. Uygulama bolluğu en cezbedici tarafı. Ama nano boyutlu Panasonic GD-55'imden sonra epey büyük bir cihaz, öyle cebimde rahat durmuyor. Ben de çıkarttım masaya koydum –ki hiç de sevmem, gösteriş için yapılan bir hareketti çünkü eskiden. Sonra çevremdeki masalara baktım ki, okey atan amcalardan, yevmiye ile çalışan işçi görünümündeki gençlere, hatta mekanın garsonuna kadar herkesin elinde/masasında iPhone var. 2G, 3G, 3GS filan değil, ya 4 ya 4S... Lan olum dedim, herkesin kullandığı telefonu ben daha fazla kullanamam artık (burjuvayız ya :P ), iPod touch ile yola devam eder, farklı bir cep telefonu koyarım cebe...

 

Böylece iPhone serüvenim 5'e geçemeden bitmiş oldu.

 

Not: Tabii Apple'ın diretmelerinin bundaki etkisi çok daha fazla (Jailbroken olmayan iPhone asla kullanmam misal) ama bu yazımın teması iPhone'un haddi olan-olmayan herkeste iPhone bulunması olduğundan ötürü, iPhone terk sebebimi biraz çarpıtmış olabilirim.

 

Harlem Shake

  • 0

Bu aralar bir geyik dönüyor ortalıkta, Harlem Shake diye... Şirketten bir arkadaş gösterdi, ne saçma şeymiş dedim, meğer furyaymış... Öyle ki bizim bütün teknoloji şirketleri yapmış neredeyse :) Orijinalini araştırdım buldum, işte burda:





Sonra bir baktık ki, hsmaker.com diye bir şey de yapmışlar, misal sahibinden’in harlem shake yapan versiyonu:

(Dikkat, ses içerir! En az 30 saniye izleyin)

http://www.hsmaker.com/harlemshake.asp?url=http%3A%2F%2Fwww.sahibinden.com%2Fprojeler

hsmaker yapmış adamlar derken, bi baktım ki bunlar Türk :) Biraz başka projelerine filan da baktım, eğlenceli fikirler var... http://expand.im ‘e bakabilirsiniz mesela ;)

Jailbreak iOS 6

  • 0

iOS 6 için jailbreak Evasi0n olarak çıkmış piyasaya... Ne mutlu ki, herkes saldırmış, Cydia çökmüş, zorlanmış.

İnsanlar niye Jailbreak yapıyor dersiniz? Çünkü jailbroken olmayan bir iPhone, hiç bi işe yaramaz... Yani, bir çok işe yaramaz... Sizi çok kısıtlar, kuralları ile oynamanızı ister. Bi wifi açın bakalım, kaç dokunma ile açacaksınız...

Fakat Android öyle mi? Android’de reklamları bloklamak dışında cihazı “root” etmenize gerek yok, zaten istediğiniz güzel özellikleri içinde barındırıyor!